9786255995933
375762

https://www.selamkitap.com/muslumanin-muslumanlasmasi
Müslümanın Müslümanlaşması
100.00
Ne demek müslümanın müslümanlaşması? Biz bu ifade ile; başkalarının verdiği kararla
ve başkalarının çizdiği sınır ve çerçeve içinde kalmak şartıyla müslüman olan ve dini,
hayatın akışı içinde pek de önemli olmayan bir aksesuar olarak gören anlayışın yıkılmaya
başladığına işaret etmek istiyoruz.
Müslümanlar, İslam'ı atalarının dini olduğu için veya bir dine sahip olma geleneğine
uymak maksadı ile değil, onun ilke ve öğretilerinin alternatif- siz doğru ve hak olduğuna
inandıkları için kabullenme sürecine girmişlerse, insanlık yeni sosyal, kültürel ve siyasal
yapılanmalara şahit olacak demektir.
Kör taklit, yerini şuurlu bir inanış ve tavır alışa terk ettiğinden, derin bir muhasebe,
muhakeme ve murakabe kaçınılmaz olur. Böyle bir durumda, insanoğlunun zihni
melekeleri harekete geçer. Tefekkür; insanın kendi kendini aldatmasına, hissi tavırlar
alışına, eylemlerine nefsi gerekçeler uydurmasına, nemelazımcılığa, ciddiyetsizliğe ve
taklide karşı mümini koruyan en güçlü silah haline gelir. Akıl, aklı vareden iradenin,
kendisine yüklediği fonksiyonları, icra etmeye başladığı zaman peş peşe sorulara
muhatap olur. Namuslu bir muhasebe ve mümince bir tefekkür, bu soruların net ve açık
cevabını ortaya koyar. O zaman insanoğlu, sorumluluğunun ne derece büyük olduğunu
idrak eder. Çözüm bekleyen devasa problemlerle karşı karşıya gelir. Allah'ın insanlık için
seçtiği dine mensup olmanın bu kadar basit ve ucuz olmadığını görür. Ben müslümanım
demenin, Allah'tan başka ilah yoktur, diye şahitlik yapmanın temelinde yatan derin
manayı, ulvi hedefi kavrar. Sonra dönüp kendi kendine sorar; ben ne
kadar müslümanım?
Ne demek müslümanın müslümanlaşması? Biz bu ifade ile; başkalarının verdiği kararla
ve başkalarının çizdiği sınır ve çerçeve içinde kalmak şartıyla müslüman olan ve dini,
hayatın akışı içinde pek de önemli olmayan bir aksesuar olarak gören anlayışın yıkılmaya
başladığına işaret etmek istiyoruz.
Müslümanlar, İslam'ı atalarının dini olduğu için veya bir dine sahip olma geleneğine
uymak maksadı ile değil, onun ilke ve öğretilerinin alternatif- siz doğru ve hak olduğuna
inandıkları için kabullenme sürecine girmişlerse, insanlık yeni sosyal, kültürel ve siyasal
yapılanmalara şahit olacak demektir.
Kör taklit, yerini şuurlu bir inanış ve tavır alışa terk ettiğinden, derin bir muhasebe,
muhakeme ve murakabe kaçınılmaz olur. Böyle bir durumda, insanoğlunun zihni
melekeleri harekete geçer. Tefekkür; insanın kendi kendini aldatmasına, hissi tavırlar
alışına, eylemlerine nefsi gerekçeler uydurmasına, nemelazımcılığa, ciddiyetsizliğe ve
taklide karşı mümini koruyan en güçlü silah haline gelir. Akıl, aklı vareden iradenin,
kendisine yüklediği fonksiyonları, icra etmeye başladığı zaman peş peşe sorulara
muhatap olur. Namuslu bir muhasebe ve mümince bir tefekkür, bu soruların net ve açık
cevabını ortaya koyar. O zaman insanoğlu, sorumluluğunun ne derece büyük olduğunu
idrak eder. Çözüm bekleyen devasa problemlerle karşı karşıya gelir. Allah'ın insanlık için
seçtiği dine mensup olmanın bu kadar basit ve ucuz olmadığını görür. Ben müslümanım
demenin, Allah'tan başka ilah yoktur, diye şahitlik yapmanın temelinde yatan derin
manayı, ulvi hedefi kavrar. Sonra dönüp kendi kendine sorar; ben ne
kadar müslümanım?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.