9786255729798
376116
https://www.selamkitap.com/gunah-ve-varolus
Günah ve Varoluş
325.00
İnsan, varoluşunda mevcut olan çelişkileri gidermenin yolunu bulmakla
yükümlü değildir. Ona düşen tüm belirsizliğine rağmen kendi varoluşunu
ciddiye almaktır. İnsan kim olduğunun cevabını bulmaya çalışırken kim olacağı
sorusuyla karşılaşır; kim olacağına odaklandığında ise kim olmak istediği
sorusuyla baş başa kalır. İnsan her kendini arayış sürecinde belirlenmemiş
bir kendilik olarak varoluşunu yaşamaya devam eder. Bu, onun hiçbir zaman
kendini kendinde yakalayamayacağı anlamına gelmektedir. İnsanın elindeki
tek dayanak olmakta-olduğu bilgisi olup buradan temin edeceği tek istikamet
de kendi varoluşuna dâhil olmasının gerekliliğidir. Dünya bir oluş alanı olarak
yaratılışın mekânıdır. Varoluş ya kaderine girerek ya da takdire maruz kalarak
devam eder. Günah, insanı kaderindeki başrole davete eden Varlığın çağrısına
bigâne kalmaktır. Günah onu özgürlüğünden eden bir zorbanın boyunduruğu
altına girmektir. Her varoluş atılımı bir yeniden varoluş olduğu için içinde
hata payını zaten barındırır. Ancak hatanın kendisini bir varoluş imkânı
bellemek insanı özgürlüğünden eden bir aldanışa dönüşür. Günah ne insanı
sürekli Tanrı'nın lanetine maruz bırakan silinmez asli bir olgu ne iflah olmaz
arzunun insan varoluşunda zayıflık doğuran kılıfı ne artık miadı dolmuş ve
yerini suç kavramına terk etmiş eski bir zapturabt aracı ne de insanı zorba bir
Tanrı'ya boyun eğdirme girişiminin korku ve tiksinti üreten imgesidir. Günah,
bütün zaaflarına rağmen kendi varoluşunun sorumluluğunu üzerine almış bir
insanın, kendilik kazanma sürecinde gerçekleşecek her varoluş atılımındaki
hata payıdır. Günah olasılığının varlığı insan hayatına risk kattığı için varoluş
atılımına özgürlük ve değer katar. Ancak günahın bir hayat tarzı haline gelmesi,
riski yok ederek insanı özgürlük ve değerden mahrum bırakır. Atılım zevki
barındırmayan bir hayat ise hem insan hayatı olma vasfını hem de yaşanmaya
değer oluşunu kaybeder.
İnsan, varoluşunda mevcut olan çelişkileri gidermenin yolunu bulmakla
yükümlü değildir. Ona düşen tüm belirsizliğine rağmen kendi varoluşunu
ciddiye almaktır. İnsan kim olduğunun cevabını bulmaya çalışırken kim olacağı
sorusuyla karşılaşır; kim olacağına odaklandığında ise kim olmak istediği
sorusuyla baş başa kalır. İnsan her kendini arayış sürecinde belirlenmemiş
bir kendilik olarak varoluşunu yaşamaya devam eder. Bu, onun hiçbir zaman
kendini kendinde yakalayamayacağı anlamına gelmektedir. İnsanın elindeki
tek dayanak olmakta-olduğu bilgisi olup buradan temin edeceği tek istikamet
de kendi varoluşuna dâhil olmasının gerekliliğidir. Dünya bir oluş alanı olarak
yaratılışın mekânıdır. Varoluş ya kaderine girerek ya da takdire maruz kalarak
devam eder. Günah, insanı kaderindeki başrole davete eden Varlığın çağrısına
bigâne kalmaktır. Günah onu özgürlüğünden eden bir zorbanın boyunduruğu
altına girmektir. Her varoluş atılımı bir yeniden varoluş olduğu için içinde
hata payını zaten barındırır. Ancak hatanın kendisini bir varoluş imkânı
bellemek insanı özgürlüğünden eden bir aldanışa dönüşür. Günah ne insanı
sürekli Tanrı'nın lanetine maruz bırakan silinmez asli bir olgu ne iflah olmaz
arzunun insan varoluşunda zayıflık doğuran kılıfı ne artık miadı dolmuş ve
yerini suç kavramına terk etmiş eski bir zapturabt aracı ne de insanı zorba bir
Tanrı'ya boyun eğdirme girişiminin korku ve tiksinti üreten imgesidir. Günah,
bütün zaaflarına rağmen kendi varoluşunun sorumluluğunu üzerine almış bir
insanın, kendilik kazanma sürecinde gerçekleşecek her varoluş atılımındaki
hata payıdır. Günah olasılığının varlığı insan hayatına risk kattığı için varoluş
atılımına özgürlük ve değer katar. Ancak günahın bir hayat tarzı haline gelmesi,
riski yok ederek insanı özgürlük ve değerden mahrum bırakır. Atılım zevki
barındırmayan bir hayat ise hem insan hayatı olma vasfını hem de yaşanmaya
değer oluşunu kaybeder.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.